Yurdum İnsanı

OKUNDUĞU ZAMAN 3 HARFLİLERİ TUZ BUZ EDEN AYET

Cinlerden korkana ve maneviyatı zayıf olanlara zarar verme olasılığı yüksek olan cinlerden korunmanın yolları ve okunacak dualar galerimizde yer alıyor. Cinlerin insanlara zarar vermesi bazı dualar okunarak engellenebilir ve ayrıca şeytandan korunmak için yapılması ve okunması gereken çeşitli yöntem ve dualar da mevcut.

Cinlerin kendisine zarar vereceğini düşünen ve yalnız kaldığı zaman cinleri düşünüp korkan insanlar ile manevi bünyesi zayıf olan insanlara zarar verme ihtimali vardır. Çünkü içinde taşıdığı bu hislerle kendisini iyice zayıf düşürmüştür.

İnsan Allah'ın izni olmadan hiç bir şeyin kendisine zarar veremeyeceğini bilmeli ve dua okuyarak Allah'a tevekkül etmelidir. Okuduğu dualar ve Allah'a olan tevekkülü onu cinlerin zararından koruyacaktır.

Öncelikli olarak yapılması gereken şeytanın şerrinden Allah (c.c.)'a sığınmak. Allah Teâlâ Kur'an'ında şöyle buyuruyor:

Ne zaman şeytandan bir kötü düşünce seni dürtüklerse Allah'a sığın. Çünkü O işitendir, bilendir." (A'raf, 7/200)

Başka bir ayette ise şöyle buyurmaktadır: "Ve de ki: Rabbim şeytanların dürtüklemelerinden sana sığınırım ve onların yanımda bulunmalarından sana sığınırım." (Müminun, 23/97-98)

Efendimiz (s.a.v.) mescide girdiği zaman, "Euzu billahil azimi ve bi vechihil kerimi ve suldanihil kadimi mineşşeydanirracimi" duasını okur ve şöyle buyurlardı. "Bu duayı okuyan için şeytan der ki, 'O kimse günün diğer vakitlerinde de benim şerrimden muhafaza edilir.'" (Ebu Davud, Salat, 446)

Sonra yapılması gereken şey ise, Ayet-el Kürsi'yi okumak... Ayet-el Kürsi cinlerin şerrinden korunmak için büyük bir kaledir. Ebu Eyyub-i Ensari (r.a.)'nin bodruma benzer bir yeri vardı.

Hurmalarını orada tutardı. Cinlerin gül denilenlerinden biri gelir oradan hurma aşırırdı. Ebu Eyyub bunu Peygamber (s.a.v.)'e şikayet etti. Peygamberimiz (s.a.v.) "Git ve cini gördüğün zaman Allah'ın adı ile Rasulüllah'a git de" dedi. Ebu Eyyub geldi ve cini yakaladı.

Fakat cin bir daha gelmeyeceğine yemin ettiği için salıverdi. Sonra Rasulüllah (s.a.v.)'ın yanına geldi. Rasulüllah "Yakaladığın esiri ne yaptın?" diye sordu. Eyyub (r.a.) "Bir daha gelmeyeceğine yemin etti." dedi. Rasulüllah (s.a.v.),"Yalan söylemiş, yine gelecektir." dedi.

Gerçekten ikinci defa geldi, yine Ebu Eyyub kendisini yakaladı, tekrar gelmeyeceğine yemin edince salıverdi. Ebu Eyyub Rasulüllah (s.a.v)'ın yanına geldi. Rasulüllah (s.a.v.), "Yalan söylemiş, yine gelecektir." dedi. Üçüncü defa gelince, Ebu Eyyub yakalayıp ona dedi ki, "Seni artık Rasulüllah'ın yanına götürünceye kadar bırakmam."

Bunun üzerime cin, "Sana bir şey hatırlatacağım, evinde Ayet-el Kürsiyi oku. Ne cin ne de şeytan sana yaklaşmaz." dedi. Ebu Eyyub tek başına Resulüllah'ın yanına geldi. Rasulüllah (s.a.v.) Ebu Eyyub'a "Yakaladığın esiri ne yaptın?" diye sordu. Ebu Eyyub hadiseyi anlattı. Efendimiz (s.a.v.), "Yalancı olduğu halde bu sefer doğru konuşmuş." buyurdular. (Buhari, Vekale, 10) Ebu Hureyre (r.a.)'den: "Peygamberimiz (s.a.v.), 'Her şeyin bir zirvesi vardır. Kur'an'ın zirvesi Bakara suresidir. Orada Kur'an ayetlerinin baştacı, efendisi olan bir ayet vardır, o da Ayet-el Kürsi'dir.' buyurdu." (Tirmizi, Fezailü'l-Kur'an, 2)

Bir başka Hadis-i Şerif'te..."Sûre-i Bakara'da Kur'an'ın baştacı, efendisi vardır. Hangi evde okunursa şeytan o evden çıkar, o da Ayet-el Kürsi'dir." (bk. Cami'ussağir, 2/47, no.1289) İnsan tam bir teslimiyetle Ayet-el Kürsi okursa, şeytan ona yaklaşmaz, yaptığı hileleri bozulur. Cinin hastadan uzaklaşmasında bilhassa son ayetin fazla tekrarlanmasının uzaklaşmasında çok tesiri vardır. Defalarca denenmiştir. Şeytanın arkadaşlarına keşfettirdiği batıl meseleler Ayet-el Kürsi okuyarak engellenir. Bunlar şeytanın dostlarının kulağına fısıldadığı bazı haberlerdir. Kur'an dili ile "şeytanlar arkadaşlarına vahy ederler." (En'am, 121) Bazı cahiller de bunları evliya zannederler.

Diğer bir çözüm ise şudur ki... Sûre-i Bakara'nın sonunu (Amener Rasulu) okumak. Ebu Mesud (r.a.)'dan; Efendimiz (s.a.v.) buyurmuştur:

"Bakara sûresinin sonunda iki ayet vardır ki, kim onları bir gece okursa, bunlar ona kâfi gelirler. Kötülük ve şerri def ederler." (Buhari, Fezailü'l-Kur'an,10,17) Peygamberimiz (s.a.v.) buyurmuştur: "Allah'ü Teala Bakara suresini iki âyetle sona erdirdi ki, bunları bana Arş'ın altındaki bir hazineden verdi. Bunları öğreniniz, kadınlarınıza, oğullarınıza öğretiniz, talim ediniz. Çünkü bu iki ayet: hem bir salât (namazda okunan Kuran) hem bir Kur'an (ayetleri), hem de bir duadırlar." (Müsned, 4/147, 151, 5/180; Hakim, Müstedrek, 1/562)

Numan b. Beşir (r.a.)'dan; Efendimiz (s.a.v.) buyurdu: "Şüphesiz Allah'u Teala, gökleri ve yeri yaratmadan 2000 yıl önce bir kitap yazdı ve o kitaptan iki ayet indirerek Bakara suresini bu iki ayetle bitirdi.

Bu iki ayet, bir evde 3 gece okunursa, şeytan o eve yaklaşamaz." (Tirmizi, Fedailül-Kuran, 4; Beyhaki, Şu'abül-İman, 2/460) ŞEYTAN HAKKINDA BİLMEDİKLERİNİZ / Şeytan nerede, nasıl vesvese verir? İşte şeytandan korunmanın ipuçları...

Kur'an-ı Kerim'de bize bunun için bir takım yollar gösterilmiştir, Allah'a tevekkül edip inanmak bunların en başındadır. Euzu Besmele çekilmeli. Euzu Besmele; Allah'ın huzurundan kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım demektir.

İmanı tam olan bir kimse, devamlı olarak ibadetini yapan insan daima şeytanın vesveselerinden korunur. Yardım sadece Allah'tan istenmeli ve ona el açıp dua edilmelidir.

Kötü bir suç işlediniz hemen tövbe etmeli ve tekrarını yapmayacağınıza dair kendinize söz vermelisiniz. Şeytan öfke, kin, düşmanlık gibi duygularla vesvese verir bu tür durumlarda kendimizi kontrol etmeyi bilmeli ve Allah'a sığınmalıyız. Dinimizin haram kıldığı içki, kumar, zina gibi şeylerden kaçınılmalıdır.

Şeytan, birinci sura kadar yaşayacağı için ona nesil verildi. İblis'in birçok çocukları vardır. Her birinin isimleri ve görevleri vardır.

İşte şeytanın o çocukları ve vazifeleri... 1. Hanzeb: Namazda vesvese verir. Namazda böyle bir şey hissedince Allah'a sığının.

2. Velhan: Temizlikte çok su kullandırarak vesvese verir. Çok su kullandırır, sonra da gülüp alay eder.

3. Zellenbur: Bu da çarşılarda esnafa bozuk mal satmayı, yalan yemini, malını methetmeyi, malın kusurunu gizlemeyi ve insanları aldatmayı güzel gösterir.

4. Vesnan: Uyku şeytanıdır. Namaz ve diğer ibadetler için kafayı ve göz kapaklarını bastırır, zina ve hırsızlık gibi haramlar için insanı uyarır.

5. Betr: Musibet şeytanıdır. Bağırıp çağırma, yüze tokat vurma gibi cahiliye adetlerini güzel gösterir.

6. Dasim: Yemek şeytanıdır.

Karı koca arasında düşmanlık meydana getirmeye çalışır.

7. Metun veya mesût: İnsanlar arasında yalan haberleri yayar, sonra onların aslı çıkmaz.

Kişinin her duyduğunu konuşması yalan olarak kendine yeter.

8. El Ebyaz: Peygamberlere ve velilere musallat olan şeytandır.

Peygamberlere bir zararı dokunamaz, veliler ise onunla mücadele ederler.

Allah'ın korudukları selâmettedir, korumadıkları ise sapıtırlar. (Gazali'nin Bidayet-ül Hidaye şerhi) Kaynak: Tefcirut-Tesnim c.1 s.19

ŞEYTANIN İÇİNE GİRMEKTEN KORKTUĞU EVLER / Ebu Saîd Raf'i b. el-Muallâ (r.a) anlatıyor: Hz.Peygamber (s.a.v) bana, "Mescidden çıkmadan önce Kur'an'daki en büyük sûreyi sana öğreteyim mi?" buyurdu ve elimden tuttu. Mescidden çıkmaya niyetlendiğimizde: Ey Allah'ın Elçisi! "Kur'andaki en büyük sûreyi sana öğreteyim mi?" diye sormuştunuz, dedim. Hz. Peygamber de: "O, yedi âyet olan el-Hamdü Lillâhi Rabbi'l-Âlemin sûresidir ve bana ihsan olunan Kur'an'dır" buyurdular (Buhârî).

İbn-i Abbas (r.a) anlatıyor: Cebrail (a.s) Hz. Peygamber (s.a.v)'in yanına oturduğunda yukarı cihetten bir çıtırtı sesi duyup başını yukarıya kaldırdı ve "Bu ses semadan sadece bugün açılan bir kapının sesidir" dedi. Hemen bir melek geldi. Cebrail, "Bu melek bundan önce hiç yeryüzüne inmemiştir" dedi. Sonra melek selam verdi ve "Senden önce hiçbir peygambere verilmeyen iki nurla Fâtiha Sûresi ve Bakara Sûresi'nin sonlarıyla seni müjdeliyorum, onlardan okuyacağın her harfin karşılığı verilir" buyurdu (Müslim).

Ebu Hüreyre (r.a) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v): "Evlerinizi kabirlere çevirmeyin, çünkü şeytan, içinde Bakara Sûresi okunan evlerden nefret eder" buyurdu (Müslim).

Ubeyy b. Ka'b (r.a) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v): "Ey Ebu'l Munzir Allah'ın kitabındaki hangi âyetin daha büyük olduğunu bilir misin? buyurdular. Ben de "Allahu Lâ İlâhe İllâ Hüve'l Hayyu'l Kayyûm'dur" cevabını verince, "Ebu'l-Munzir! Mâşaallah, sorulan her şeyi biliyorsun!" buyurdular. (Müslim)

Ebu Mes'ud el-Bedrî (r.a) anlatıyor: Hz.Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: "Kim bir gecede Bakara Sûresi'nin son iki âyetini okursa ona yeter"(Buhârî, Müslim).

Ebu Umame el-Bahîlî (r.a) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v)'i şöyle buyururken duydum: "Kur'an okuyunuz, çünkü o kıyamet günü sahibine şefaat edecektir. Bakara ve Âl-i İmrân sûrelerini okuyunuz. Bu iki sûre kıyamet günü iki bulut ya da arkadaşlarını savunan saf saf olmuş iki kuş kafilesi gibidir. Bakara Sûresi'ni okuyunuz. Bu sûre sahibi için bereket; terk eden için ise üzüntü vesîlesidir. Onu okumayanlar bunu elde edemezler" (Müslim).

Ebu'd-Derdâ (r.a) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Kim Kehf Sûresi'nden on âyet ezberlerse Deccal'dan korunmuş olur." Bir başka rivayette ise "Kehf Sûresi'nin sonundan okursa" buyurulmaktadır (Müslim).

Ebu Saîd el-Hudrî (r.a) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Cuma günleri kim Kehf Sûresi'ni okursa onun için iki cuma arası aydınlanmış olur". (Hâkim, Beyhakî. Bu hadis sahihtir.)

Muaz b. Enes (r.a) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Kim Kul Hüva'llahu Ehad Sûresi'ni on defa okursa, Allah onun için cennette bir ev yaptırır." (Ahmed).

Ukbe b. Âmir (r.a) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Hiç benzerleri bulunmayan, bu gece nazil olan âyetleri biliyor musunuz? Bunlar, Kul Eûzü Bi-Rabbil-Felak ile Kul Eûzü Bi-Rabbi'n Nâs'tır" (Müslim ve Nesâî).

Hz. Âişe (r.a) anlatıyor: "Hz. Peygamber (s.a.v) her gece yatağına geldiği zaman iki elini birleştirerek Kul Hüvallahu Ehad, Kul Eûzü Bi-Rabbil-Felak, Kul Eûzü Bi-Rabbi'n-Nas sûrelerini okur, ellerine üfler, sonra da iki eliyle vucudunun, ellerinin eriştiği kısımlarını sıvazlardı. Elleriyle başını, yüzünü, vücudunun ön kısmını meshetmeye başlardı. Ve böyle okuyup üfleyerek vücudunu meshetmeyi üç defa tekrarlardı" (Buhârî, Muslim).

Hz. Âişe (r.a) anlatıyor: "Hz. Peygamber bir şeyden müşteki olduğu zaman Felâk ve Nâs sûrelerini okur, üzerine üflerdi. Ağrısı artınca ben ona Kur'an okur, bereketini dilemek için eliyle üzerini sıvazlardım". (Buhârî)

Nihat Hatipoğlu köşe yazısında "Şeytanın 15 azılı düşmanı"nı ve "Şeytanın sevdiği 10 kişi"yi açıkladı.

Şeytanın en çok nefret duyduğu kimlerdir ve nelerdir?/ 1- Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem): O, bütün şeytanların ve şeytanlaşmış iki ayaklıların baş düşmanıdır.

2- Adil imam (idareci): Adaletle geçireceği her dakika onun için cennet vesilesidir.

3- Mütevazı olan zengin. O büyüklenmez. Çünkü, mal ve mülkün bir imtihan için verildiğini bilir.

4- Doğru tüccar.

5- Hüşû duyan (Allah'tan korkan ve mütevazı) alim.

Çok sadaka veren mümin.

- Nasihat eden mümin.

7- Kalbinde merhamet olan mümin.

8- Tövbesinin üzerinde durup sebat eden kişi.

12- İnsanlarla olduğu zaman ahlakı güzel olan mümin.

9- Haramdan sakınan (verâ sahibi) kişi. Haram işlese bile hemen tövbe eder.

10- Taharet (temizlik, gusul ve abdeste) devam eden mümin. Çünkü temizlendikçe namaza koşar.

13- İnsanlara faydalı olan mümin.

14- Kuran-ı Kerim'i öğrenen, ezberleyen ve gereğini yaşayan kişi.

15- İnsanlar uyurken geceleri kıyamla (uyanık ve namaz kılmakla) geçiren kişiler.İşte şeytanın sevdiği 10 kişi...

1- Zalim idareci.

2- Kibirli zengin. İnsanlara karşı böbürlenir ve onları küçük görür.3- Hain tüccar. İnsanları aldatan ve haklarını yiyen tüccar. 4- İçki içen ve buna devam edip tövbe etmeyen kişi. 5- Kovuculuk yapan, insanlar hakkında laf taşıyan, aleyhlerinde konuşan münafık. 6- Gösteriş sahibi kişi. 7- Faiz yiyen ve bütün kazancını faize dayandıran kişi. 8- Yetimin malını yiyen ve yetimi aldatan kişi. 9- Zekâta mani olan (zekâtı vermeyen, zekâtı verilmesi gereken yerlere vermeyen ve kendisine zekât almak düşmediği halde zekât alan ve böylece Müslümanların zekâtına mani olan.) 10- Tul-u emel sahibi olan (Sonsuz arzu ve açgözlülüğü devam eden) kişi.