Adnan Oktar suç örgütüne yönelik soruşturma sonunda 171'i tutuklu 226 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame, gönderildiği İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından, Adnan Oktar suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturma sonunda hazırlanan iddianame, gönderildiği İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce değerlendirildi.

Mahkeme heyeti, iddianamenin kabulüne ve ilk duruşmanın 17 Eylül 2019'da Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki büyük salonda yapılmasına karar verdi. Tüm tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına ve tutuksuz sanıkların ilk duruşmada hazır bulunması için adreslerine tebligat gönderilmesine hükmeden heyet, dosyanın müştekilerine de duruşmaya gelmeleri için davetiye gönderilmesini kararlaştırdı.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 171'i tutuklu 226 şüpheli yer alıyor.

Soruşturma kapsamında, mağdur ve müşteki sıfatıyla 125 kişinin ifadesine başvurulduğu belirtilen iddianamede, şüphelilerden 25'inin etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak için başvuruda bulunup bu konuda beyanlarının alındığı ifade ediliyor.

Örgütün kurucu ve yöneticisi olan şüpheli Adnan Oktar'ın elebaşılığındaki silahlı suç örgütünün 1'i firari 13 yöneticisi bulunduğu ve soruşturma kapsamında 171'i tutuklu 226 şüpheli olduğu anlatılan iddianamede, şüphelilerin cezalandırılması istenen suçlar şöyle:

"Siyasal veya askeri casusluk suçuna teşebbüs etme, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme, cinsel istismar, cinsel saldırı, 6136 Sayılı Kanun'a muhalefet, eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi, şantaj, eziyet, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, suçtan kaynaklanan mal varlığını değerlerini aklama, hakaret, 3628 Sayılı Mal Varlığı Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'na muhalefet, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, dolandırıcılık, tehdit, kişisel verilerin kaydedilmesi, kasten öldürmeye teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme, 5607 Sayılı Kaçakçılık Kanunu'na muhalefet, resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek, resmi belgede sahtecilik ve suçluyu kayırma."

Oktar Babuna'nın annesi Semin Babuna: Cezaevindeki Adnan Oktar çocuklarımı tehdit ediyor
Adnan Oktar'ın sağ kolu olduğu iddia edilen Oktar Babuna'nın annesi Semin Babuna, Adnan Oktar tarafından tehdit edildiğini açıkladı.

Kamuoyunda yakından tanınan doktor Oktar Babuna'nın annesi Semin Babuna, çocukları ve torununun Silivri Cezaevinde ziyareti sonrası konuştu. Babuna, çocuklarının itirafçı olmamaları için Adnan Oktar tarafından tehdit edildiğini söyledi.

5 ÇOCUĞU 1 TORUNU CEZAEVİNDE

Adnan Oktar, iddiaya göre cezaevinde bile Babuna ailesini rahat bırakmıyor. Adnan Oktar Suç Örgütünde en büyük yarayı Babuna ailesi aldı. Semin Babuna'nın 5 çocuğu ve 1 torunu örgüt üyesi olmaktan cezaevine konuldu. Semin Babuna'ya göre Adnan Oktar, cezaevinde bile tutuklulara rahat vermiyor. Onlarla itirafçı pazarlığı yapıyor..

Adnan Oktar’ın itirafçı prensi tahliye edildi!
Adnan Oktar örgütünün prenslerinden Altuğ Eti itirafçı oldu ve tahliye edildi. Savcılığa 150 sayfa ek ifade veren Altuğ Eti 30 yıldır örgüt içinde yaptığı faaliyetleri teker teker anlattı. Örgütün yakışıklı üyelerinin lise ve üniversitelerde örgüte kız temin etmek için çalışma yaptığını anlatan Eti, uluslararası ajanlık faaliyeti, kara para aklama, küçük yaşta kız çocuklarının cinsel tacize uğraması ve turnike sistemi hakkında önemli itiraflarda bulundu.

DOĞA BİLİMLER DERNEĞİ'NİN KURULUŞU

Adnan Oktar ve örgütüne yönelik sürdürülen soruşturmada bir itirafçı daha yeni listeye eklendi. Oktar grubunun önemli isimlerinden biri olan işadamı Altuğ Revnak Eti, tutuklu bulunduğu cezaevinden savcılığa dilekçe yazarak etkin pişmanlıktan faydalanmak istediğini belirtti.

Bu başvurunun üzerine savcılık tarafından Altuğ Revnak Eti'nin ifadesi alındı. 30 yıldır Oktar grubunun içinde olduğunu anlatan Eti, yaklaşık 150 sayfa ifade verdi. İfadesinde Oktar'ın talimatıyla Doğa Bilimler Derneği'ni kurduğunu iddia eden Eti, derneğin başkanlığını yaptığını söyledi.

OKULLARDA FAALİYET GÖSTERDİ

Eti'nin Doğa Bilimleri Derneği adı altında okullarda faaliyet yaparak, küçük yaşta çocukların örgüte girmesini sağladığı iddia ediliyordu. İkinci bir iddiaya göre de örgütün Amerika, Vatikan ve İsrail bağlantılarını sağladığı öne sürülen Eti'nin bu konularla ilgili detaylı ifade verdiği öğrenildi.

ÇOCUK TACİZİ, TURNİKE, KARA PARA, AJANLIK

Savcılığa 150 sayfa ek ifade veren Altuğ Eti 30 yıldır örgüt içinde yaptığı faaliyetleri teker teker anlattı. Örgütün yakışıklı üyelerinin lise ve üniversitelerde örgüte kız temin etmek için çalışma yaptığını anlatan Eti, uluslararası ajanlık faaliyeti, kara para aklama, küçük yaşta kız çocuklarının cinsel tacize uğraması ve turnike sistemi hakkında önemli itiraflarda bulundu.

Adnan Oktar polise mektup yazmış: Mehdilikten vazgeçersem bırakır mısınız?
İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan almanak şeklindeki 2018 yılı faaliyet raporunda, suç örgütü elebaşı Adnan Oktar’ın, cezaevinden Emniyet’e mektup yazıp örgütü dağıtmak için pazarlık yapmaya kalkıştığı ortaya çıktı. Örgütü dağıtma karşılığında emniyet ile pazarlık yapmaya kalkışan Adnan Oktar’ın “Mehdilikten vazgeçersem beni bırakır mısınız” dediği ortaya çıktı. Adnan Oktar’ın bu sürpriz çıkışı “Diğer 33 müridi gibi itirafçı mı olacak” yorumlarına yol açtı.

Kendisini "mehdi" olarak gösterip 1979'da kurduğu tarikat görünümlü korku ve şantaj örgütüyle binlerce insanı perişan eden Adnan Oktar'a yönelik operasyon, önceki gün dağıtılan İstanbul Emniyet Müdürlüğü faaliyet raporunda yer aldı. Raporda, Oktar'ın yakalanmasaydı 2019 yılında mehdiliğini ilan etmeye hazırlandığı değerlendirmesine yer verildi.

"OKTAR ÖRGÜTÜNÜN TEMELLERİ 1979'DA ATILDI"

Editörlüğünü gazeteci Şenol Gezer'in yaptığı raporda, "Oktar örgütünün temelleri 1979'da atıldı. Lider Adnan Oktar'ın aynı yıl üniversite tahsili için Ankara'dan İstanbul'a gelmesiyle temelleri atılan örgüt, 90'lı yılların başında adını duyurmaya başladı. Hedefleri arasında 40 yıllık bir çalışma neticesinde Mehdi'nin zuhur edeceği inancını yerleştiren örgüt, 2019'u 'Yönetimi ele alma yılı' olarak görüyordu" ifadeleri yer aldı.

Kendisini "mehdi" olarak gösterip 1979'da kurduğu tarikat görünümlü korku ve şantaj örgütüyle binlerce insanı perişan eden Adnan Oktar'a yönelik operasyon, önceki gün dağıtılan İstanbul Emniyet Müdürlüğü faaliyet raporunda yer aldı. Raporda, Oktar'ın yakalanmasaydı 2019 yılında mehdiliğini ilan etmeye hazırlandığı değerlendirmesine yer verildi.

"OKTAR ÖRGÜTÜNÜN TEMELLERİ 1979'DA ATILDI"

Editörlüğünü gazeteci Şenol Gezer'in yaptığı raporda, "Oktar örgütünün temelleri 1979'da atıldı. Lider Adnan Oktar'ın aynı yıl üniversite tahsili için Ankara'dan İstanbul'a gelmesiyle temelleri atılan örgüt, 90'lı yılların başında adını duyurmaya başladı. Hedefleri arasında 40 yıllık bir çalışma neticesinde Mehdi'nin zuhur edeceği inancını yerleştiren örgüt, 2019'u 'Yönetimi ele alma yılı' olarak görüyordu" ifadeleri yer aldı.

ÇIKIŞ İÇİN PAZARLIK YAPMAYA KALKIŞTI

40 yıllık planı sekiz ay önce başlatılan operasyonlarla yerle bir olan ve tutuklanacağını anlayan Oktar'ın, çıkış için pazarlık yapmaya kalkıştığı öğrenildi.

Halen Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan Oktar'ın, kendisiyle birlikte gözaltına alınan 135 kişiden 35 ismin itirafçı olması üzerine Oktar, geçen günlerde İstanbul Emniyeti'ne bir mektup yazdı. Oktar'ın "Mehdilikten vazgeçersem serbest bırakır mısınız?" diye sorduğu öğrenildi.

Kaynak: Milliyet

İtirafçı olan Beril Koncagül'den son dakika açıklamaları! Adnan Oktar'ın yaptığı zulmü anlattı...
9 yıl boyunca Adnan Oktar tarafından taciz, tecavüz ve işkenceye uğrayan Beril Koncagül'den son dakika açıklamaları geldi. Adnan Oktar ve grubuna yapılan operasyonda tutuklanan ve pişmanlık yasasından faydalanıp çıkan Beril Koncagül, yaşadığı 9 yıllık esareti 'KanalD' ana habere anlattı.

O yılları robot gibiydim diye tanımlayan Koncagül birçok çarpıcı gerçeği açıkladı. "Bu adamın dışarı çıkmaması gerekiyor. Hem dövüyor, saçından tutup yerlerde sürüklüyor. Böyle küfür, böyle hakaret duymadınız" diyen Beril Koncagül şoke edici detayları anlattı. İstismara uğradığını, dayak yediğini söyleyen Koncagül, "Benim ilk özgürlüğüm cezaevinde başladı" dedi.

60 SİLAHLI KORUMA

Birbirinden ahlaksız tutum ve davranışlarla insanların hayatlarını zindana çeviren Adnan Oktarhakkında yepyeni itiraflar ortaya çıktı! İtirafçı olup 9 yıl boyunca yaşadıklarını anlanan Berin Koncagül; kaç defa kaçmaya çalıştığını, 60 silahlı korumanın olduğunu, özel kalça kameralarıyla sapıklığın tavan yaptığını, kendisine sürekli "aşkım, sevgilim" diye hitap ettirdiğini, 7 yaşındaki çocuklara tacizde bulunuduğunu itiraf etti!

"9 YILLIK ADNAN OKTAR ESARETİ!"

Adnan Oktar'a yakınlığıyla bilinen 'gözde kedicik' Beril Koncagül itirafçı oldu ve etkin pişmanlıktan faydalanarak tahliye edildi. 9 yıl çıkarılmadığı evde esir hayatı yaşayan Koncagül, ilk kez konuştu: 'Bütün gün taciz, tecavüz ve şiddet görürdük…'

ÂŞIK OLDUĞUM ONUN ADAMIYMIŞ"

1989'da doğdum. Örgüte 2010'da girdim. Fizik okuyordum, aynı zamanda yurt dışına gitmek, mimarlık da okumak niyetindeydim. Bir ajansa yazılmıştım. Reklam çekimlerine gidiyordum. Adnan Oktar, beni oradan izlemiş. O, birini görür, gözüne kestirir ve onu alır… Benim karşıma da işadamı sandığım Can Yıldız'ı çıkardı. Bu konuların imamı.

O kadar düzgün, o kadar şahane, o kadar güvenilir görünüyordu ki, âşık oldum. 21 yaşındaydım. Sonra o şefkatli adamın adının Can değil Bora olduğunu öğrendim. Oysa evlenecektik, çeyiz bakıyorduk. Meğer Adnan'ın adamıymış. Örgüte girişim onunla oldu. Sonuçta biz evlenecektik, her şeyi paylaşıyorduk. Bu ne demek, Bora her şeyinizi biliyor demek!

"5 KEZ KAÇMAYA ÇALIŞTIM"

9 yıl bütün örgüt evlerini dolaştım. 2014'ten yakalandığımız tarihe kadar Dragos'ta, Adnan Oktar'ın yanında yaşıyordum. 5 kez kaçmaya çalıştım, 60 silahlı koruma, yüzlerce kamera vardı, başaramadım. Öyle atıp tutuyorlar ya, camı kırıp kaçsaydın diye, jammer'larla kuşatılmış bir arazidesin, nereye kaçıyorsun. Aileni açlıktan ölecek hale getiririm diye tehdit etmesi de cabası ki yapar. Bir süre sonra 'Ne olacaksa bana olsun' diyorsunuz.

"TACİZ EDER, DÖVER, KÜFÜR EDERDİ"

Adnan'ın evinde 18 kadındık. Uyanacaksın, makyajını yapıp, kıyafetini giyeceksin, o uyanmadan aşağı ineceksin. Kıyafet dediğim yarı çıplaksın. Hep beraber oturursun, Adnan üzerinde sadece beyaz uzun paçalı bir donla karşına gelir. Bütün gün evde öyledir. Döver, söver, kafamızdan aşağı yemek döker, küfür eder, taciz eder, dalga geçer, cinsel ilişkiye zorlar. 'Bakışlarını beğenmedim' der, saçından sürükler, çırılçıplak soyar, döver. Bunları yaşadıktan sonra bir de özür dilersin, o sana bağırır, çağırır, sen ona 'Tamam aşkım, bir daha yapmayacağım' demek zorundasın. Ona mutlaka 'aşkım, sevgilim' diye hitap etmelisin.

"ÇOCUKLARI İSTİSMAR EDİYOR"

Sadece kadınlarla ilişki kurmuyor. Çocukları da istismar ediyor. Zaten 7 yaşından sonra ilişkiye girilebileceğini savunuyordu. Onlara mini etek giydirip taciz ediyordu. Bizimle tabii ki cinsel ilişkiye giriyordu. Striptiz yaptırıyor, beğenmeyince yüz kere tekrarlatıyor, kaydeden kameraların açılarına bile bakıyor, özel kalça kamerası koyduruyordu. 1998'den beri iktidarsız ama sapkın, sapık işte.

PAVYONDA GÖRDÜĞÜ KADINLAR GİBİYDİK

Bu sapık Ankara'da büyümüş. Küçükken hep pavyonların önüne gidiyormuş. Pavyon kadınlarının profili bunun beynine girmiş. Hepimizi o kadınlara benzetti. Belli birkaç doktor var, isimler gizli kaydediliyor, estetikler ona yaptırılıyor. 'Ben istemiyorum' diyemezsiniz.

AYAKKABISINI ISITIR, GAZETESİNİ TUTARDIK

Gazete okurken bile sapık. İki kız, yarı çıplak gazeteyi tutuyor, sayfalarını çeviriyorduk, o da okuyordu. Artık gazeteyi tutmaktan ellerimiz titriyordu ama umursamıyordu. Çoraplarını biz giydiriyorduk. Telefonu eline almıyor, kızlar kulağına tutuyor. Bir dakika geciksen olay çıkarıyor. Ayakkabısını giymeden fön makinesiyle ısıtıyorduk.

EVDEN HİÇ ÇIKMADIM, KURTULUNCA İLK İŞ VAPURA BİNDİM, PATENE GİTTİM

9 yıl evden hiç çıkmadım. Telefonumuz takip altında. Sosyal medyamızı onlar yönetiyor. Ben örgütteyken babam vefat etti, onu göremedim, cenazesine, mezarına gidemedim. Dışarı tek başıma çıkamıyorum. Abimle çıkıyoruz. Beraber vapura bindik, deniz çok güzeldi. Buz patenine gittim. Bu şehir benim bıraktığım gibi değil. Bir dolu alışveriş merkezi açılmış.

Akbil kullanıyorduk biz, şimdi İstanbulKart çıkmış. Hiçbir yeri bilmiyorum. Her şeyimiz yarım kaldı. Şimdi eğitimimi tamamlayacağım. Eşim ve çocuğumun olduğu, sevgi gördüğüm bir ailenin hayalini kuruyorum. Ben ve arkadaşlarım bir daha böyle şeylerin bu ülkede yaşanmasına izin vermeyeceğiz. Bizim arkamızda duran, bizi bu adamdan kurtaran herkese, özellikle İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne çok teşekkür ediyoruz.

HAPİSTEN 25 MEKTUP YAZDI

'İtirafçı olmak için neden 6 ay bekledin diyorlar'. Beklemedim. İtirafçı olmak istemiştim, benim avukatımla işbirliği yaptıklarını öğrendim. Cezaevinde bile bana 25 mektup yazdı. Ev çiziyordu, yeniden hepimizin aynı evde yaşayacağını söylüyordu. Orada itirafçı olmayalım diye bir korku salmaktı amacı… Şimdi de kanser olduğumu yayıyorlar, yok öyle bir şey.

Televizyon izlerken haberlerde şehit cenazesi çıkıyor. Şehidin eşi tabuta sarılmış, yanında çocuğu var. Beğeniyor, 'Onu getirin bana. Nasıl yapsak, iftar mı düzenlesek' diyor ve o insanlara adam yolluyor. Bu nasıl aklına gelir bir insanın? 15 Temmuz darbe gecesi, 'Saati bana sorsalardı en uygun saati söylerdim. O zaman Tayyip Erdoğan'ı indirirlerdi. Büyük fırsatı kaçırdılar' dedi.

DİNDEN SADECE TV'DE BAHSEDERDİ

Kendini bütün peygamberlerden üstün görüyordu. Viski içiyor, sapkınlık yapıyor, oturup utanmadan peygamberi eleştiriyordu. Dinden bahsettiği tek yer televizyon. Onun dışında Allah dediğini duymadık. O kitapları satın alanlara söylüyorum, bütün para onun fantezilerine gidiyor.

Adnan Oktar'a cezaevi yaramadı
İstanbul merkezli operasyonda tutuklanan Adnan Oktar'ın, cezaevinden son görüntüsü ortaya çıktı. Adnan Oktar'ın kilo verdiği ve saçlarının iyice beyazladığı dikkatlerden kaçmadı.

Kamuoyunda "Adnan Hoca" olarak bilinen Adnan Oktar ve grubuna yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yaklaşık 5 ay önce yapılan operasyon kapsamında önce Oktar'ın da aralarında bulunduğu 168 kişi, 2. dalgada ise 7 kişi tutuklanmıştı. Edirne'de F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tek kişilik hücrede kalan Adnan Oktar'ın aylar sonra ilk kez görüntüsü ortaya çıktı. Adnan Oktar'ın kilo verdiği ve saçlarının iyice beyazladığı dikkatlerden kaçmadı.

KİLO VERMİŞ
İki farklı fotoğrafı sızan Adnan Oktar'ın saçlarını ve sakallarını kısalttığı gözlerden kaçmazken verdiği kilolarla son hali 'çöktü' yorumlarına neden oldu. Yaklaşık 5 aydır cezaevinde tutuklu bulunan Oktar'ın yüzündeki tebessüm dolu ifade dikkat çekti.HAFTALIK 300 TL HARCAYABİLECEKVerdiği davetlerdeki ihtişam ve lüks yaşantısıyla tanınan Oktar, hesaptaki paradan haftalık olarak en fazla 300 lira harcayabilecek. Oktar'ın, FETÖ firarisi Tuncay Opçin ve tutuklu Mehmet Baransu ile defalarca yüz yüze görüştüğünün tespit edildiği ileri sürülmüştü. Ayrıca Oktar'ın, İsrailli Likud Partisi milletvekili Yehuda Glick ile de birçok kez görüştüğü iddia edilmişti. Mal varlıklarına el konulan zanlıların adreslerinde yapılan aramalarda bulunan 6 kamyon tarihi eser, antika ve değerli eşya muhafaza altına alınmıştı. Aramalarda ayrıca 400'den fazla flash bellek, 70 silah, 3 binden fazla mermi ile yüklü miktarda para ve dövize de el konulmuştu. Soruşturma kapsamında, yaşı küçük 15 çocuğun cinsel istismara uğradığının belirlendiği, bu çocuklardan ikisinin örgüt üyesi annelerince Oktar'a teslim edildiği öne sürülmüştü. Ayrıca, örgüt içerisinde şarabın yasak olduğu, diğer alkol türlerinin tüketilmesine ise müsaade edildiği bildirilmişti.

ZENGİN KADINLARI TUZAĞA DÜŞÜRÜYORLARDI

Kandırılarak örgüte sokulan kadınların ise bu andan itibaren hiyerarşik sınıflara ayrıldığı belirtilmişti. Kadın üyelerin, en üst mevki olan "imam bacı" statüsüne gelebilmeleri için "turnike sistemi" adı altında çok sayıda örgüt üyesi erkekle cinsel ilişkiye zorlandığı, karşı koyanlara ise işkence yapıldığı öne sürülmüştü. Bu zorlamaların ve işkencelerin ise kadınların iradelerini kırıp örgüt elebaşı Adnan Oktar'a sınırsız itaat etmeleri için yapıldığı iddia edilmişti. Örgüte üye eğitim seviyesi yüksek, kültürlü, yakışıklı ve ikna kabiliyeti olan erkeklerin, lüks alışveriş merkezlerinde gösterişli şekilde gezerek tanıştıkları genç kızları ve zengin kadınları tuzağa düşürerek örgüte kattıkları ileri sürülmüştü. Tuzağa düşürülen genç kızlara cariye gözüyle bakıldığı, zengin kadınların ise mal varlıklarının örgüte aktarıldığı iddia edilmişti.


Nereden nereye...
İŞTE 90'ların unutulmaz nesneleri...

90'lı yıllar, o yılları yaşayanlar için unutulmaz anılar barındırıyor. Ve birçoğu hala o yılları özlemle anıyor.. Özellikle o yıllarda kullanılan nesneler şuan kullanımdan kalkmış olmasa da, o yılları hatırlayanlar için hasreti çekilen ürünler. İşte 90'lı yılların untulmaz nesneleri...

90'lı yıllar, o yılları yaşayanlar için unutulmaz anılar barındırıyor. Ve birçoğu hala o yılları özlemle anıyor.. Özellikle o yıllarda kullanılan nesneler şuan kullanımdan kalkmış olmasa da, o yılları hatırlayanlar için hasreti çekilen ürünler. İşte 90'lı yılların untulmaz nesneleri...