Yaşlı teyze komşusuna torununu yıkamak istediğini dile getirir
Bulunduğumuz katın altında yaşlı nine kalırdı. 3 saat geçmişti ki zilimiz çaldı. “Evladım torunumu size banyo ettirebilir miyim kızmazsınız değil mi?” dedi. Şaşırmıştım acaba neden diye..
Tanışalı birkaç gün olmuştu. İçeri buyur ettim. Üşümesin diye kombiyi bir koşu açtım. Eşim de benim gibi öğretmen. Henüz yeni olduğumuzdan etrafı, insanları pek tanımayız.
Teyze’yi torunuyla ağırlamıştık yine. Eşim: ‘’Ben markete varayım alacaklarımı alayım.’’ söyleyince fırsat bu fırsat sıcacık evde henüz dokuz yaşındaki Ayşe’yi güzelce banyo yaptırdık. Rengi, teni açıldı. Bir başka güzelleşti. Havluları olmayacak ki yanında eski bir kumaş parçası vardı. Dayanamadım, üzüldüm de. Dolaptan temiz bir banyo havlusu getirip verdim. Yumuşacık silindi. Yüzler güldü. Çocuk ayrı bir mutlu oldu. Belli ki sıcak ilgiye hasret.
Eşim erzakları getirdi. Güzel bir yemek hazırladım. Gitmek isteseler de bırakmadım. Sofraya buyur ettim. Teyze mahcup. Ama Ayşe sıcacık çorbadan su içer gibi kana kana içti. İki tabak pilav yedi. O yedikçe ben mutlu oldum. Keşke teyze de yese diye içimden geçirdim. Bari meyve yesinler diye meyve de getirdim. Biraz da olsa yediler.
Sonradan anlatılan öykü tam bir aile dramı Ayşe’nin babası eve başka karı getirince Ayşe’nin annesi evi terk edip teyzenin, kendi annesinin, evine dönüyor. Ayşe’nin annesi işe giriyor. Bu arada Ayşe çok hastalanıyor. İlaç parası ve tedavi masrafları için para gerekiyor. Henüz işe gireli bir hafta olduğundan maaşına da çok var Ayşe’nin annesinin. Teyze faturalara ayırdığı parayı mecburen torununa harcıyor. Bu yüzden doğalgaz, elektrik ve su kesiliyor. Çaresiz kalakalıyorlar ortalıkta.
Hastanede saçlarına jel sürülen Ayşe’nin saçlarının yıkanıp kurulanması gerektiği için çaresizlikten kapımızı çaldılar. Onları yolculamadan dolaptan biraz erzak doldurdum poşete. Taşımasına yardım ettim. Evlerine varınca Ayşe’nin annesinin yorgunluktan bu buz gibi evde iki büklüm yorgana sarılı kanepede içinin geçtiğini gördüm. Sesimiz dikeldi. Kafası önde, mahcup dikeldi. Mahcubiyeti büyümesin diye göz temasından kaçındım. Elimdekileri dolaba yerleştirirken dolabın tamtakır olduğunu gördüm. İçimden “iyi ki yardım elimi uzatmışım” dedim. Üzüntümü içime akıttım.
Eve varmadan eşimi aradım. Markete gidip elimizden geldiği kadar ihtiyaçlarını karşılayacak alışveriş yaptık. Gönülden yaptık. Tanıdık doktordan randevu aldık. Masrafsız bakacaklarının sözünü de. Yetinmedik sosyal medyadan ulaşabildiklerimizden yardım topladık. Bir yıl yetecek ihtiyaçları karşılandı. Çok mutlu oldular. Bir başka bakmaya başladılar hayata, biz de. Allah bize evlat nasip etmedi, evlat sevmek nasip olmadı belki; ama böyle bir kapı açtı 21 yılın ardından. Ayşe bizim de kızımız oldu.