Yaşam

Hakan Boz: Ermeni Tehciri soykırım değil, iskan siyasetidir

Avrupa'nın tarihi, sömürgecilikten soykırıma, din savaşlarından etnik temizliğe kadar birçok karanlık olayı barındırıyor Bu tarihsel gerçeklerin çoğu, Avrupa'nın bugünkü medeni yüzüyle örtbas edilmiş ve yeterince eleştirilmiyor

Avrupa'nın tarihi, sömürgecilikten soykırıma, din savaşlarından etnik temizliğe kadar birçok karanlık olayı barındırıyor. Bu tarihsel gerçeklerin çoğu, Avrupa'nın bugünkü medeni yüzüyle örtbas edilmiş ve yeterince eleştirilmiyor.BURSA (İGFA) - Avrupa'nın kolonileştirme geçmişi, Afrika ve Asya'daki yerli halklar üzerinde büyük bir baskı ve insanlık suçu olarak tarihe geçti. 20. yüzyılda yaşanan Holokost, Avrupa'nın soykırım tarihinin en acı örneğiydi. Bu olaylar, Avrupa'nın tarihindeki karanlık ve trajik dönemleri yansıtıyor.

Bugün, Avrupa'nın kendi karanlık geçmişine dair sessizliği ve bunları unutturması, Türkiye'ye yönelik haksız suçlamalarla gölgelendi. Özellikle Osmanlı dönemindeki Ermeni Tehciri konusu, uluslararası alanda tartışmalı bir konu olarak hala önümüze çıkıyor.

“SAVAŞ ŞARTLARININ DOĞURDUĞU BİR ZORUNLULUK HALİDİR “

Ermeni Tehciri meselesi ile ilgili Herkes Duysun’a değerlendirmelerde bulunan Araştırmacı-Yazar Hakan Boz, Ermeni Tehcirini şu ifadelerle tanımladı: 

“Ermeni Tehciri, egemenlik haklarımıza yönelik saldırıları bertaraf etmek üzere gerçekleştirdiğimiz meşru bir hamledir ve savaş şartlarının doğurduğu bir zorunluluk halidir. Tehcir, bir etnik kimliğin topyekûn imhası değil, savaşan bir devletin iç güvenliğini sağlamak üzere bir kısım Ermeni’yi imparatorluğun bir bölgesinden alıp başka bir bölgesinde iskân etmesidir.”

Boz, tehcir uygulamasının İttihatçıların kimsenin malına ve canına kast etmeden yürüttüğü bir süreç olduğunu belirterek, “İttihatçılar bunu uygularken de kimsenin malına ve canına kast etmiş değildir. Tehcir edilen Ermenilerin canlarını korumak üzere asker görevlendirmiş; bu süreçte görevini suiistimal edenler Divan-ı Harp’lerde yargılamış; Ermenilerin taşınmaz malları kayıt altına alınmış ve sahiplerine bedeli ödenmiştir.” ifadelerini kullandı.

24 Nisan 1915 tarihinin, “tehcir değil, Ermeni teröristlerin tutuklandığı tarih” olduğunun altını çizen Araştırmacı-Yazar Hakan Boz, Ermenilerin savaş dönemindeki sabotaj ve isyanlarına karşı alınan önlemleri şöyle açıkladı: 

“Osmanlının her anlamda iflası yaşadığı bir dönemde ayrılıkçı Ermeniler, ‘Bağımsız Ermenistan’ fikriyle silahlanarak terör eylemlerine başlamıştı. 24 Nisan 1915’te yapılan bir operasyonla çetecilerin elebaşlarını tutukladı. Ermeniler bu tarihi, sözde soykırımın yıldönümü olarak anıyor.”

“TEHCİR; SOYKIRIM DEĞİL, İSKÂN SİYASETİDİR”

Tehcirin bir soykırım değil, bir iskân politikası olduğunu vurgulayan Boz, “Tehcir soykırım değil, iskân siyasetidir. Erzurum, Van ve Bitlis vilayetindeki Ermeniler, Musul vilayetinin güney kısmı ile Zor ve Urfa sancaklarına; Adana, Halep ve Maraş civarındaki Ermeniler de Suriye vilayetinin doğu kısmı ile Halep vilayetinin doğu ve güneydoğusuna nakledilerek burada iskân edileceklerdi.” dedi.

Tehcir sürecinde Ermenilerin can ve mal güvenliğinin sağlandığını da kaydeden Boz, “Tehcir sürecinde Ermenilerin can ve mal güvenliğinin sağlanması için gerekli tedbir alınıyor; iaşe ve istirahatlerinin sağlanması için idari memurlar görevlendiriliyordu.” ifadelerini kullandı.

GERÇEKLER VE İFTİRALAR ARASINDAKI FARKLAR

Avrupa'nın geçmişteki karanlık olaylarına rağmen, Türkiye'ye yönelik suçlamalar ve iftiralar, tarihsel gerçeklerle örtüşmüyor. Tarihçiler, Avrupa'nın kendi tarihlerindeki karanlık sayfaları göz önüne alarak, Türkiye'ye yönelik eleştirilerin adil bir şekilde yapılması gerektiğini ifade ediyor.

İŞTE AVRUPA’NIN KARANLIK GEÇMİŞİ:

1. Amerika Kıtası'ndaki Yerli Halkların Soykırımı (15.-19. yüzyıllar)

İspanyol ve Portekiz Sömürgeciliği: Kristof Kolomb'un 1492'de Amerika'ya ayak basmasının ardından İspanyol ve Portekiz sömürgecileri, Amerika'nın yerli halklarına karşı geniş çaplı bir soykırım gerçekleştirdiler. Hastalıklar, zorla çalıştırma, topraklarının ellerinden alınması ve doğrudan şiddet nedeniyle milyonlarca yerli halk öldü.İngiliz ve Fransız Sömürgeciliği: Kuzey Amerika’da İngiliz ve Fransız sömürgecileri de yerli halklara karşı şiddet ve zorla yerinden etme politikaları uyguladılar.

2. Afrika'daki Köle Ticareti ve Soykırım (16.-19. yüzyıllar)

Transatlantik Köle Ticareti: 16. yüzyıldan itibaren Avrupalı sömürgeci güçler, Afrika'dan milyonlarca insanı köle olarak Amerika kıtasına götürdü. Bu süreçte milyonlarca Afrikalı, köle gemilerinde ya da zorla çalıştırıldıkları plantasyonlarda hayatını kaybetti.Belçika Kongo Soykırımı: Belçika Kralı II. Leopold'un kişisel mülkü olarak yönetilen Kongo Serbest Devleti'nde (1885-1908), madenler ve kauçuk plantasyonlarında zorla çalıştırılan yerli halklar üzerinde büyük bir soykırım gerçekleştirildi. Bu dönemde 10 milyon kadar insanın öldüğü tahmin ediliyor.

3. Yahudi Soykırımı (Holokost) (1941-1945)

Nazi Almanyası: Adolf Hitler liderliğindeki Nazi Almanyası, II. Dünya Savaşı sırasında yaklaşık 6 milyon Yahudi'yi sistematik olarak katletti. Yahudilerin yanı sıra Romanlar, engelliler, Polonyalılar, Sovyet savaş esirleri ve siyasi muhalifler de Nazi toplama kamplarında öldürüldü.

4. Bosna Soykırımı (1992-1995)

Srebrenitsa Katliamı: Yugoslavya'nın dağılmasının ardından, Bosna-Hersek'teki savaş sırasında Sırp güçleri, özellikle Müslüman Boşnaklara karşı etnik temizlik ve soykırım yaptı. Temmuz 1995'te, Srebrenitsa'da 8.000'den fazla Boşnak erkek ve çocuk, Bosnalı Sırp kuvvetler tarafından katledildi.

5. İrlanda Patates Kıtlığı (1845-1852)

İrlanda Büyük Kıtlığı: İngiliz yönetimi altındaki İrlanda'da 1845-1852 yılları arasında meydana gelen patates kıtlığı, milyonlarca İrlandalının ölmesine veya ülkeyi terk etmesine neden oldu. İngiliz hükümetinin yetersiz müdahalesi ve tarımsal ihracatı sürdürme politikaları, kıtlık süresince ölümlerin artmasına yol açtı. Bu durum, bazı tarihçiler tarafından soykırım olarak değerlendirilir.

6. Roman Katliamı (1944)

Nazi Almanyası: II. Dünya Savaşı sırasında, Nazi Almanyası, Avrupa genelinde Romanları da hedef aldı ve yaklaşık 250.000 ila 500.000 Roman öldürüldü. Bu, Roman Soykırımı veya "Porajmos" olarak adlandırılır.

7. Namibya Soykırımı (1904-1908)

Alman İmparatorluğu: Bugünkü Namibya topraklarında, Alman sömürge yönetimi, Herero ve Nama halklarına karşı büyük bir soykırım gerçekleştirdi. Alman askerleri, bu halkları zorla yerlerinden etti, toplama kamplarında aç bıraktı ve toplu katliamlar yaptı. Yaklaşık 65.000 Herero ve 10.000 Nama bu soykırımda öldü.