Yaşam

Küresel ısınma ve organik tarım BUSİAD Evi’nde konuşuldu

Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD) Gıda ve Tarım Uzmanlık Grubu, BUSİAD Evi’nde, “Küresel İklim Değişikliği AB Yeşil Anlaşması ve Organik Tarım” başlıklı bir etkinlik düzenledi.BURSA (İGFA) - BUSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Gıda ve Tarım Uzmanlık Grubu Sorumlusu Lale Yıldız açılışta yaptığı konuşmada, küresel ölçekte en büyük sınamalardan birinin iklim değişikliği olduğunu ifade ederek, iklim krizinin bir çevre meselesi değil, bir kalkınma, bir ekonomi, bir yaşam meselesi olduğunun altını çizdi.

Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat çerçevesinin, sadece kendi üye ülkeleri için değil, ticari partnerleri ve komşu ülkeler için de derin bir dönüşüm çağrısı olduğunu belirten Yıldız, bu mutabakatın tarıma, üretime ve ihracata etkilerini konuşmadan, Organik tarımın iklime dost yönünü tartışmadan ve bu dönüşümün sosyal boyutunu düşünmeden geleceği yönetemeyiz, dedi.

Küresel iklim değişikliğine karşı bilgiyle, farkındalıkla ve ortak akılla atılacak her adımın, geleceği planlamaya ve sürdürülebilir kalkınmaya yarar sağlayacağını söyleyen Yıldız,
“BUSİAD olarak biz, bu tür bütüncül bakış açılarına inanıyoruz. Sanayiyle tarımı, üretimle sürdürülebilirliği bir araya getiren her yaklaşımın yanındayız” dedi.

Panelin moderasyonunu Türkiye’de organik tarımın öncülerinden biri olan ve ETO Derneği (Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği) Başkanı Prof. Dr. Uygun Aksoy gerçekleştirdi.

BUSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve BUSİAD Avrupa Yeşil Paktı Görev Gücü Başkanı Hüsamettin Çoban, küresel ısınmanın nasıl meydana geldiğini ve tarım üzerindeki olumsuz etkilerini anlatırken, tarımsal faaliyetlerin de küresel ısınmayı artırmaya etkisinin olduğunu ifade etti. Sürdürülebilir gıda kavramının öne çıktığını kaydeden Çoban, sürdürülebilir gıdanın çevre dostu, adil kazançlar getiren, yerelde ekonomik destekler yapan ve herkesin uygun şartlarla gıdaya ulaşmasını içeren bir anlayış olduğunu belirtti.

Avrupa Yeşil Mutabakatı’ndan da bahseden Çoban, bu mutabakatın sadece yeşil bir yaklaşım değil aynı zamanda yeni bir ticaret anlayışını da ortaya koyduğunu dile getirdi.

GIDA GÖÇLERİ...

Türkiye’de organik tarım ve sürdürülebilir yaşam alanında öncü isimlerden biri olan ve Türkiye'nin En Başarılı Organik Üreticisi seçilen Yerlim Organik Ürün Şirketi Genel Müdürü Gürsel Tonbul da, Agro kültür terimini tanımladıktan sonra, “Artık bunun yerini agro endüstri aldı. İnsanlar üreten değil tüketen varlık haline geldi” dedi.

Prof. Dr. Uygun Aksoy, organik tarımı doğal kaynakları koruyan, çevreye duyarlı, sentetik kimyasalların kullanılmadığı bir üretim sistemi olarak tanımlayarak, bu yöntemin temel amacının toprak sağlığı, biyolojik çeşitlilik ve ekolojik dengeyi koruyarak sürdürülebilir üretim yapmak olduğunu belirtti.

SOMTAD (Soğutma Muhafaza Taşıma Bilimleri ve Sanayicileri Derneği) Başkanı Prof. Dr Rahmi Türk de, iklim değişikliği ile ısınmanın yaşandığını ve bu durumdan yararlanmak gerektiğini de ifade etti. Gıda kayıplarının azaltılması, soğuk hava depolarının önemi ve tarımda sürdürülebilirlik konularına değinen Prof. Dr. Türk, Antalya’da yaptıkları ugulamalardan bahsederek yılda üç kez ürün alabilecek noktaya geldiklerini, güneş enerjisinden de daha çok yararlandıklarını dile getirdi. Prof. Türk, hasat sonrası depolama çözümleri hakkında da bilgi verirken, yer altı depolamaların önemli olduğunu söyledi.

“DOĞAYLA SAVAŞAN DEĞİL BÜTÜNLEŞEN...”

Türkiye’de organik tarımın gelişimi ve yaygınlaştırılması konusunda önemli katkıları olan Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Ak ise organik tarımın hayvansal üretimdeki uygulama alanları hakkında bilgi verdi.

Prof. Dr. Ak, daha çok ve daha ucuza üretme anlayışının öne çıktığını ifade ederek, daha sağlıklı üretmek ve çevreyi koruma yaklaşımından uzaklaşıldığını söyledi. Yaşanan sorunlardan dolayı ekolojik ya da organik tarımın gündeme geldiğini de ifade ederek, “Doğayla savaşan değil doğayla bütünleşen tarım olarak ortaya çıkıyor” dedi.

Türkiye’de organik bitkisel üretimin, organik hayvansal ürünlere göre daha iyi durumda olduğunu belirten Prof. Dr. Ak, tüketici bilincinin gelişmemiş olması ve alım gücünün düşüklüğü nedeniyle organik ürünlerin tüketiminin istenilen düzeyde olmadığını ifade etti. Organik ürünlerin üretim ve tüketiminin desteklenmesi halinde, Türkiye’de bu ürünlerin kullanımının artacağını vurguladı.

Panel sonunda konuşmacılara, Çağdaş Eğitim Kooperatifi’nin sosyal sorumluluk projesi olan “Kır Çiçekleri Okusun Diye” kampanyasına adlarına yapılan bağışın sertifikası BUSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Lale Yıldız tarafından takdim edildi.