
Orada Bir köy var uzakta şiirini bilmeyen yoktur. Gerçekte oralarda bir çok ülke var bilmiyoruz görmüyoruz.
Osmanlı Türklerinin Vatansız Yetimleri ile dolu Dünya.
Türkiyede bir çok insana sorsanız Doğu Türkistan nerede Rabia Kadir kimdir diye Bilen çok azdır.Bilmememizde öğrenmememizde çok ayıp çünkü onlarla aynı kanı taşıyoruz.Bilmemiz ögrenmemiz lazım,Biz Nereden geldik nerelerde bizle aynı kanı taşıyan kardeşlerimiz mevcut bilmek zorundayız..2006 yıllarında Doğu türkistanda yapılan zulumlerden haber dar olmaya başladım.Çinlilerin yapmış oldugu zulüm işkenceler yasaklar idamlar o günlerde gurur duydugum Ayyıldız Tim ekibi bu konuya ele almaya başladı yapılan zulümlere karşı Çin sitelerine karşı bu güne kadar agır darbeler vurdu bunu bir karşılık bir beklenti olarak yapmadı orada öldürülen işkence görenler kardeşimizdi belki bilmezsiniz ama konuşmalarında bizimle aynı Biz Ayyıldız diyoruz onlar Ayyulduz diyor.
Seneler geçtikten sonra Uygurların lideri anası bencede gerçekten bir ana yüregi ile sevgi ile dolu insan Rabia Kadir tarafından Amerika'ya davet edildim bana sarılıp içtenlikle Balam (oğlum) demesi beni çok duygulandırdı. Karşımda Türkiye'ye aşık özlem duyan Rabia Kadir Ve Doğu Türkistanlıları gördüm. Bir evladın anne babaya özlemi aşkı gibi Türkiye'ye Türklere aşık bir halk Amerika'da zorunlu yaşamaya mahkum edilmiş kardeşlerimiz ülkelerinin özgürlügü ve bagımsızlıgı için mücadele etmeye çalışan bir halk. Bir Türk'e bakışları Türkiye'ye aşk ile bakış. Size evlerini açıyorlar sofralarını açıyorlar aynı bizim tertemiz Anadolu halkı bir fark yok samimiyet sevgi hoşgörü aynı.
Çok okuyan degil çok gezen bilir demişler gitmek görmek lazım.
Ahıska Türklerinden Mustafa Hacıoğlu amca 80 yaşında 4 senedir Türkiye'de yaşıyor ve diyorki Osmanlı Türkleri'nin vatansız yetimleriyiz biz. Benim hayalimdi Türkiye'ye geldim artık ölsemde gam yemem bu ülke için bu yaşta seve seve savaşır şehit olurum diyordu , ömür dedigin programında hemen aradım Mustafa Amca bir emrin varmı yapacağımız bir şeyler varmı dedim çok duygulandı dua etti. Bizim Mustafa Amcalara sahip çıkmamız lazım.
Dünyanın bir çok bölgesinde yaşayan ve Türk kanı taşıyan okadar çok Türk varki bunlardan bir haberiz. Onlar Türkiye'yi Baba olarak görürken biz onlara halk olarak dahi üvey evlat muamelesi yapıyoruz. Amerikaya gittigimde şaşkınlıkla izledigim olayların başında 300 yıllık bir tarihe sahip olan Amerikanın ögrencilerine bu tarihi dünyayı feth etmesi gibi ögretmeleri oldu sanırsınızki İstanbulu onlar feth etti sanırsınızki 3 kıtaya onlar sahip oldu.Bizler ögrencilerimizi zorla çanakkeleye götürmeye çalışıyoruz şanlı tarihimizin izleri heryerde ama ögretmiyoruz.eğitim şart dedikeri olay bu olsa gerek.
konumuza dönelim. Elimizden geldigi kadarı ile Uygur Türkleri kardeşlerimize destek vermek için ugraşıyoruz.Bazen şaşkınlık veren olaylara şahit oluyoruz Bir çok sanatçı dostum bir kaç dakikalık video hazırlayarak Uygur Türklerine ve Rabia kadire destek oldular çok duyarlı dostlarıma teşekkür ediyorum.keşke Berkin Elvan için boy boy manşetler hazırlayıp videolar çeken basın ve sanatçılar her gün idam edilip işkence gören uygurlar içinde destek olsalardı olacaklarını zannetmiyorum.Çünki idolejileri farklı.Dedimya çok farklı olaylarla karşılaşıyoruz Mustafa Ceceli ye bu konuda telefon açtıgımda menejeri ve kardeşi olması lazım bana cevabı Cumhurbaşkanı ararsa biz destek videosu göndeririz demesi oldu.ilk önce yanlışmı duydum dedim Sayın Cumhur Başkanımız başta olmak üzere bir çok sanatçı siyasetçi iş adamını tanıyan bir insan olarak vay be adamın büyüklügüne bak diyerek sonra gülmek ve sinirlenmek arasında kaldım.Bu konuda bizim herhangi bir beklentimiz olmaz amacımız bu insanlara destek çıkmak ve onların sorunlarının duyulması.Ayyıldız Tim yurt dışı kadrosu bu konuyu duydugunda internetin Fatih Sultan Mehmetleri biz isek bize bırak abi biz onları internetde En üst yerlerden aratırız dediler tabi tepkileri normaldi ama olmaz insanlık nasip meselesidir onlar kendilerini bu kadar yüksekte görüyorsa onu çıkartan mevla indirmesinide bilir dedim.Sonuçta bir çok dostumun destekleri ile dahada anlam taşıyor yaptıklarımız ve Türk milleti olarak yapmamız gereken çok şeyler var.herşeyden önce birlik beraberlik içinde siyasi düşüncelerden ayrımcılıktan uzak ülkemizi ve Dünyadaki Vatandaşlarımızı düşünerek hareket etmeliyiz emin olun ülkemiz cennet çogu kişi zannediyorki Amerika falan özgürlük ülkesi Amerikan manyagı olanlar gidip görsün özgürlügü bu tip düşünceye sahip olanları Amerika'ya gönderseniz emin olun 3 gün sonra okyanusu yüzerek geçer Türkiye'ye gelir topraklarmızı öper yalarlar.Gerçek budur.
ve en son olarak bizzat Rabia Kadirin Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı ve Başbakanına teşekkürlerini iletti Türkiye bizi sahipsiz bırakmıyor her konuda destek veriyor ben Türkiye'ye gelemiyorum diye sakın Cumhurbaşkanı ve Başbakanı suçlamasınlar bir gün mutlaka gelecegim onlara müteşşekkürüm diyor. Unutmayın dostlar Amerika dahi Çin den korkuyor bizim önümüze pkk ermeni ve eknomomi kartını koyuyor çin ve pkk nın elindeki bir çok füze çin menşeelidir.Bu konularda çok dikkatli adım atılmalı şunuda unutmayın Devlet şahıslardan akıllıdır kendinizi çok fazla akıllı zannederek devletten daha bilgili güçlüyüm demeyin
Doğu Türkistan hakkında bilmedikleriniz:
Türklerin yaşadığı ülke manasına gelen Türkistan'ın doğu bölgesini teşkil eden Doğu Türkistan'ın yüzölçümü Türkiyenin 3 katına yakın 1.828.418 Km2 olup 25 Milyon nufusa sahiptir.
Çin devleti aldığı karar çerçevesinde Doğu Türkistan bölgesinde
Çin devleti aldığı karar çerçevesinde Doğu Türkistan bölgesinde
başörtüsü takan kadınların ve uzun sakallı olan erkeklerin
toplu taşınmadan yararlanmasını yasaklamıştır.Karara göre kıyafetinde
hilal ve yıldız sembolü olan herkes bu yasak kapsamında toplu taşımadan
yararlanamayacaktır
Komünist Çin birlikleri, Doğu Türkistan'ı kademeli olarak 1949 yılına
kadar işgal ettiler ve zulüm idaresi başlatmak için ilk tedbirlerini almaya başladılar:
1. Ürünleri, hayvanları ve toprağın izinsiz satılması yasaklandı.
2. Halkın günlük kazancı, işyerlerine gelen banka görevlileri tarafından zorla alınarak bankaya yatırılmaya başlandı.
3. Vatansever, yüksek ahlaklı, itibar sahibi kimseler, düşük ahlaklı, zaaf
sahibi insanlar belirlendi. Birinciler yok edildi, ikinciler ise halkınbaşına getirildi.
4. Her ailenin başına kötü ruhlu olan kimse, o seçilerek ailenin reisi tayin edildi.
5. Her şahıs, üç günde bir polis idaresine giderek üç gün içinde ne yaptığını anlatmak zorunda tutuldu.
6.Bir kimsenin başkasını ziyaret edeceği zaman polise baş vurması, ne
zaman ve ne maksatlı gideceği, ne konuşacağı hakkında bilgi vermesi
mecburi hale getirildi. İzin almadan bir köyden bir şehre veya başka bir köye taşınmak tamamen yasaklandı.
7. Herkes, birbirinin casusu haline getirildi. Ana-baba, çocuğunu; çocuklar, ana-babasını ispiyon
etmekle vazifeli tutuldular. Kimsenin kimseye güveni kalmadı. İki kişinin bir araya gelmesi “Komünist aleyhtarı hareket”, üç kişinin bir
araya gelmesi “isyan hazırlığı” sayıldı.
8. Postahanelerde yerleştirilen Çinli Komünistler, mektupları sıkı bir sansüre tabi
tuttular. En küçük bir işaret veya okunaksız yazı, şifre kabul edilerek sahipleri cezalandırıldı.
9. Şeref ve haysiyetten yoksun, milli şuurdan habersiz, şefkat, merhamet, vicdan, din, insanlık gibi kavramlardan uzak, mevki ve zevk düşkünü, kumarbaz ve hain ruhlu, katil,
esrarkeş olanlar toplanarak kurslara tabi tutuldular. Bunlara cinayet, zulüm ve işkence metotları öğretildi.
RABİA KADİR KİMDİR?
1947 yılında Doğu Türkistan’da doğdu. Fakir bir çocukluk dönemi yaşadı.
Çamaşırcı olarak girdiği iş hayatına, süpermarket kurarak devam etti.
Artan iş imkanları üzerine, işçi ihtiyacını, Uygur Türklerini işe alarak
karşıladı. İşçilerine eğitim verdi. Urumçi'de, Müslüman kadınları iş
hayatına kazandırmak için, 'Bin Ana Projesi'ni yürüttü. Çin yönetimi,
azınlıklar arasından çıkan, ‘En Başarılı Kadın’ diye onu örnek gösterdi.
1995-1997 yıllarında Çin yönetimine danışmanlık yaptı. BM’nin 4. Dünya
Kadınlar Konferansında görev aldı. Uygur kadınlarının kendi işlerini
kurmasını destekleyen bir yardım kampanyasını yönetti. Forbes dergisi,
1994'te ülkenin en zengin 10 kişisi arasında onu da saydı. Eşi Sıddık
Ruzi, 1996'da ABD'ye sığındı ve Doğu Türkistan'ın bağımsızlığı için
çalışmaya başladı. Bu sırada Rabia Kader, siyasete atılmak istedi.
Kocasının ABD’de yaptığı açıklamalar yüzünden engellendi. Eşine gazete
göndermesini, 'ulusal güvenliği tehlikeye atma suçu' saydı. ABD
delegeleriyle görüştüğü için, ulusal ayrımcı hareketle bağlantısı olduğu
gerekçesiyle Ağustos 1999'da gözaltına alındı. Mart 2000'de sekiz yıl
hapis cezasına çarptırıldı. Tutuklanmadan önce, Uygur kadınlarının,
kendi işlerini kurmasını destekleyen bir yardım kampanyasında
çalışıyordu. Aynı zamanda ülkenin en zengin kadını olarak biliniyordu. 6
yıl hapis yattı. Uluslararası Af Örgütü başta olmak üzere, birçok insan
hakları kuruluşu tarafından desteklendi. ABD Dışişleri Bakanı
Condoleezza Rice'ın, Pekin ziyareti öncesinde, serbest bırakıldı. Rabia
Kadir, hapisten çıktıktan sonra Washington’a gitti. Burada sürgün
hayatı yaşamaya başladı. İşgalci Çin devleti onu, bir numaralı devlet
düşmanı ilan etti. 2004 yılında, Norveç tarafından ‘Rafto Barış Ödülü’,
kendisine verildi. 2006 yılında Nobel Barış ödülüne aday gösterildi.
Aynı yıl, Dünya Uygur Konferansı başkanı oldu. 2 kez evlendi. 11 çocuk
annesi. Halen ABD'nin Virginia eyaleti Fairfax kentinde yaşıyor. Çin
yönetimi, eylemlerin arkasında Dünya Uygur Konferansı Başkanı Rabia
Kadir’in olduğunu iddia ediyor.
Rabia Kadir: Türk halkına minnettarım
Dünya Uygur Kongresi lideri Rabia Kadir, "Türk halkının Doğu
Türkistan'daki Uygur Türklerine sahip çıkmasından ve özellikle Başbakan
Erdoğan'ın olayları soykırım diye nitelendirmesinden minnettarım" dedi.
Kadir, daha önceden dünya basınına seslerini yeteri kadar
duyuramadıklarını belirterek,
"Bizim mücadelemiz, şimdi dünya basınına
taşınmıştır. Bu sefer geleceğimize ümitle bakıyoruz. Bütün Türk halkı,
ataları aynı olan Doğu Türkistan'lı kardeşlerini bağrına bastı. Bunun
için çok minnettarım ve ben bu trajedinin zaferle biteceğine inanıyorum.
İnşallah bu sefer bütün dünyanın ve Türk halkının desteğiyle biz bu
işin sonuna çıkacağız" diye konuştu.
Orda bir köy var, uzakta,
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.
Orda bir ev var, uzakta,
O ev bizim evimizdir.
Yatmasak da, kalkmasak da
O ev bizim evimizdir.
Orda bir ses var, uzakta,
O ses bizim sesimizdir.
Duymasak da, tınmasak da
O ses bizim sesimizdir.
Orda bir dağ var, uzakta,
O dağ bizim dağımızdır.
İnmesek de, çıkmasak da
O dağ bizim dağımızdır.
Orda bir yol var, uzakta,
O yol bizim yolumuzdur.
Dönmesek de, varmasak da
O yol bizim yolumuzdur.
Ahmet Kutsi TECER

